Gençlik yıllarından itibaren sosyal hayat ve
siyasetle içice bir yaşamı tercih eden Erdoğan, disiplinli ekip
çalışmasının ve takım ruhunun önemini kendisine çok genç yaşlarda
öğreten futbolla 1969-1982 yılları arasında amatör olarak ilgilendi.
Aynı zamanda bu yıllar, genç bir idealist olarak memleket meseleleri ve
toplumsal sorunlarla ilgilenen Recep Tayyip Erdoğan'ın aktif politikaya
adım attığı döneme rastlamaktadır.
Lise ve üniversite yıllarında Milli Türk Talebe
Birliği öğrenci kollarında aktif görev alan Recep Tayyip Erdoğan, 1976
yılında MSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı'na ve aynı yıl MSP İstanbul
Gençlik Kolları Başkanlığı'na seçildi. 1980 yılına kadar bu görevlerini
sürdüren Erdoğan, siyasi partilerin kapatıldığı 12 Eylül döneminde, özel
sektörde bir süre müşavirlik ve üst düzey yöneticilik yaptı.
1983 yılında kurulan Refah Partisi ile fiilî
siyasete geri dönen Recep Tayyip Erdoğan, 1984 yılında Refah Partisi
Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında ise Refah Partisi İstanbul İl Başkanı
ve Refah Partisi MKYK üyesi oldu. İstanbul İl Başkanlığı görevi
sırasında diğer siyasi partiler için de model olan yeni bir örgütsel
yapı geliştiren Erdoğan, bu dönemde özellikle kadınların ve gençlerin
siyasete katılımını artırmaya yönelik çalışmalar yaptı; siyasetin tabana
yayılarak geniş halk kitleleri tarafından benimsenip itibar görmesi
yolunda önemli adımlar attı. Bu yapılanma, mensubu bulunduğu Refah
Partisi'ne 1989 Beyoğlu yerel seçimlerinde büyük bir başarı
kazandırırken, yurt genelinde de parti çalışmaları için örnek teşkil
etti.
27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, siyasî yeteneği, ekip
çalışmasına verdiği önem, insan kaynakları ve malî konulardaki başarılı
yönetimiyle dünyanın en önemli metropollerinden biri olan İstanbul'un
kronikleşmiş sorunlarına doğru teşhis ve çözümler üretti. Su sorunu,
yüzlerce kilometrelik yeni boru hatlarının döşenmesiyle; çöp sorunu ise
dönemin en modern geri-dönüşüm tesislerinin kurulmasıyla çözümlendi.
Hava kirliliği sorunu Erdoğan döneminde geliştirilen doğalgaza geçiş
projeleriyle son bulurken, kentin trafik ve ulaşım açmazına karşı 50'den
fazla köprü, geçit ve çevre yolu inşa edildi; sonraki dönemlere ışık
tutacak birçok proje geliştirildi. Belediye kaynaklarının doğru
kullanımı ve yolsuzluğun önlenmesi amacıyla olağanüstü önlemler alan
Erdoğan, 2 milyar dolar borçla devraldığı İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin borçlarını büyük ölçüde ödedi ve bu arada 4 milyar
dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Böylece, Türkiye'nin
belediyecilik tarihinde yeni bir çığır açan Erdoğan,
bir yandan diğer belediyelere örnek olurken, bir yandan da halk
nezdinde büyük bir güven kazandı.
Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık 1997'de Siirt'te
halka hitaben yaptığı konuşma sırasında, Milli Eğitim Bakanlığı
tarafından öğretmenlere tavsiye edilen ve bir devlet kuruluşu tarafından
yayınlanan bir kitaptaki şiiri okuduğu için hapis cezasına mahkum
edildi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine son verildi.
Recep Tayyip Erdoğan, 4 ay kaldığı cezaevinden
çıktıktan sonra kamuoyunun ısrarlı talebi ve gelişen demokratik sürecin
bir sonucu olarak 14 Ağustos 2001'de arkadaşlarıyla birlikte Adalet ve
Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kurdu ve Kurucular Kurulu tarafından AK
Parti'nin Kurucu Genel Başkanı seçildi. Milletin teveccüh ve güveni AK
Parti'yi daha kuruluşunun ilk yılında Türkiye'nin en geniş halk
desteğine sahip siyasî hareketi haline getirdi ve 2002 yılı genel
seçimlerinde üçte iki parlamento çoğunluğuyla tek başına iktidara
taşıdı.
Hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle 3 Kasım 2002
seçimlerinde milletvekili adayı olamayan Erdoğan, yapılan yasal
düzenlemeyle milletvekili adaylığının önündeki yasal engelin kalkması
üzerine, 9 Mart 2003'te Siirt ili milletvekili yenileme seçimine
katıldı. Bu seçimde oyların yüzde 85'ini alan Erdoğan, 22. Dönem Siirt
Milletvekili olarak parlamentoya girdi.
15 Mart 2003 tarihinde Başbakanlık görevini üstlenen
Recep Tayyip Erdoğan, aydınlık ve sürekli kalkınan bir Türkiye
idealiyle, hayatî öneme sahip birçok reform paketini kısa süre içinde
uygulamaya koydu. Demokratikleşme, şeffaflaşma ve yolsuzlukların
engellenmesi yolunda büyük mesafeler katedildi. Buna paralel olarak ülke
ekonomisi ve toplum psikolojisini olumsuz yönde etkileyen ve
onyıllardır çözülemeyen enflasyon kontrol altına alındı, itibarını
yeniden kazanan Türk Lirası'ndan 6 sıfır atıldı. Devletin borçlanma faiz
oranları aşağı çekildi, kişi başına düşen millî gelirde büyük artış
gerçekleştirildi. Ülke tarihinde daha önce görülmemiş hız ve sayıda
baraj, konut, okul, yol, hastane ve enerji santrali hizmete girdi. Bütün
bu olumlu gelişmeler, bazı yabancı gözlemciler ve Batılı liderler
tarafından "Sessiz Devrim" olarak adlandırıldı.
Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği'ne giriş
sürecinde ülke tarihinin dönüm noktası olarak nitelenen başarılı
girişimlerine ek olarak, akılcı dış politikası ve yoğun ziyaret-temas
trafiğiyle Kıbrıs sorununun kalıcı çözüme kavuşturulması ve dünyanın
çeşitli ülkeleriyle verimli ilişkiler geliştirilmesi konularında önemli
adımlar attı. Tesis edilen istikrar ortamı iç dinamikleri harekete
geçirirken, Türkiye'yi bir merkez ülke haline getirdi. Türkiye'nin
ticaret hacmi ve siyasal gücü, yalnız içinde bulunduğu coğrafî bölgede
değil, uluslararası alanda da hissedilir düzeyde arttı.
Recep Tayyip Erdoğan, 22 Temmuz 2007 genel
seçimlerinde %46.6 oy alarak büyük bir zafer kazanan Ak Parti’nin Genel
Başkanı olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 60. Hükümeti’ni kurdu ve tekrar
güvenoyu aldı.
Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran 2011 seçimlerinden
de daha büyük bir zaferle çıktı ve % 49.8 oy alarak 61. Hükümeti kurdu.
Recep Tayyip Erdoğan evli ve 4 çocuk babasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder